Herkes benzer durumda: Ya kendisi yabancı dil öğrenmek istiyor ya da çocuğuna yabancı dil öğretmek istiyor. Birçok insan, öğrenememekten şikayetçi. Birçok insan, ne kadar zaman ayırması gerektiğini bilmiyor. Birçok insan ise “Kaç kelime yeterli olur?” sorusuna takılmış halde. Çocuğunu günümüz dünyasına hazırlamak isteyen ebeveynler, erken başlamanın avantajlarını sorgularken kimisi de geç mi kaldık acaba diye umutsuzluğa kapılmış durumda… Bu yazımızda kaç yaşında başlanması gerektiğini, kaç kelimenin yeterli olacağını ve kaç saat gerektiğini bilimsel yönlerden ele alacağız. Genel olarak herkesin ilk hedefi İngilizce öğrenmek olduğu için İngilizceyi ele alıyoruz. Bu yazımız diğer dilleri öğrenmek isteyen kişilere de referans olabilir.
Yabancı Dil Öğrenmeye Kaç Yaşında Başlanmalı?
Eric Lenneberg’in 1967 yılında Kritik Dönem Hipotezi, dünyada dil öğrenmede “ne kadar erken o kadar iyi” görüşünü hakim kıldı. Lenneberg’e göre dil öğrenmek için ideal bir yaş aralığı bulunmakta ve insanlar dili en iyi 2 yaş ve ergenlik çağı arasında öğrenmektedir.
Peki gerçekten öyle mi? Chomsky’nin “dil edinim cihazı” adını verdiği, dili edinmemize yarayan o “cihaz”, gerçekten de ergenlikten sonra kapanıyor mu? Gelin bunu 13 yaşına kadar babası tarafından psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalarak büyüyen Genie’nin dil gelişim sürecini takip ederek ele alalım.
Genie’nin Dil Gelişimi
Genie, ilk bulunduğunda, babasının bir bebek klozetine bağlayarak yaşamaya mahkûm ettiği, tuvalet eğitimi almamış, yemekleri çiğneyemeyen (bebek maması yiyerek büyümüş!), her ses çıkardığında şiddete maruz kaldığı için konuşmayı bırakın, ağlayamayan bir çocuktu. Babasının sese karşı tahammülü olmadığı için neredeyse hiç ses duymadı, kendisiyle ağabeyleri dahil hiçbir aile ferdi konuşmadı.
Genie, 13 yıl 9 aylıkken dil bilimciler tarafından dil eğitimine başladı. UCLA’dan Susan Curtiss tarafından dil gelişimi gözlemlendi. Bu eğitimlerin ilk 7 ayında birçok kelime öğrendi. Hatta tek kelimeler halinde konuşmaya başladı. Birkaç ay sonra iki kelime, 1 yılın sonunda ise üç kelime kullanabiliyordu. Genie, çok sayıda kelime öğrendi; ancak gramer kurallarını asla öğrenemedi. Bu gözlem, bazı bilim insanlarına göre Lenneberg’in “Kritik Dönem Hipotezi”ni yanlışlar nitelikteydi. Evet, Genie gramer kurallarını öğrenememiş olabilir; ama bu gözlem gösteriyor ki dil öğrenme, diğer insanlarla aynı seviyede olmasa da Kritik Dönem’den sonra da gerçekleşebilir. Aşağıda, Genie ile ilgili olarak TLC tarafından hazırlanmış bir belgeseli izleyebilirsiniz.
Çiftdilli Büyüyen ve İkinci Dili Sonradan Edinen Kişilerde Yapılan Nörolinguistik Gözlem
Yale Üniversitesi’nden Joy Hirsch, MR cihazlarını kullanarak 12 kişinin beyninde gözlem yaptı. İlk altısı ergenlikten önce iki dil öğrenen, diğer altısı da ikinci dilini ergenlikten sonra edinen kişilerden oluşan deneklerin beyinlerindeki iki dil merkezi (Broca Alanı, yani konuşma merkezi ile Wernicke Alanı, yani dili anlama merkezi) incelendi. Her deneğin eşit seviyede akıcılıkta iki dil kullanıyor olmasına dikkat edildi.
Tüm denekler eşit akıcılıkta iki dil konuşuyordu ama dilleri konuşurken kullandıkları bölgeler farklıydı. Her iki grup da hangi dili konuştukları fark etmeksizin Wernicke bölgesinin aynı yerini kullanırken, Broca bölgelerinde farklılıklar göründü. Çocukken iki dili de edinen kişilerin beyinleri iki dili de anadil gibi algılayıp, aynı bölgeleri kullanırken; ikinci dili sonradan edinen kişilerin beyinleri anadilleri ile farklı bir bölge kullanıyordu. Hirsch’e göre gelişim devam ederken beyin, tüm dil becerilerini aynı alanda depolarken, beyin gelişimi sona erdiğinde öğrenilen ikinci dil için beyinde yeni bir alan kullanılıyordu.
Steve Kaufmann
Steve Kaufmann adında bir çok dilli (İng: “polyglot”), 17 yaşına kadar sadece İngilizce konuşabiliyorken, 17 yaşından itibaren 75 yaşına kadar 20 dil öğrenebilmiştir. Bu 20 dilin yarısını akıcı şekilde konuşup, kendisini çok rahat ifade edebildiğini söyleyen Steve; son öğrendiği dil olan Rusçayı 60 yaşında öğrenmeye başlamıştır. Steve, dil öğrenmek için bol kitap okuma ve dinleme yaptığını; bilmediği kelime olduğunda hiç sorun etmediğini söylüyor ve ekliyor:
Sürekli okuduğumda, o kelimeyi edineceğimi biliyorum ve hataların dil öğrenirken doğal olduğunu düşünüyorum. Konuşurken hata yapan kişiler akıcı değildir diyemeyiz.
Bu Durumda Yabancı Dil Öğrenmeye Kaç Yaşında Başlamalı?
Elimizdeki üç bulguyu ele alacak olursak, erken yaşlardaki dil girdisinin avantajını tamamen göz ardı edemeyeceğimiz açıktır. Genie, kritik dönem sonrasında dil edinebildi; ancak gramer konusunda sorunlar yaşadı. Bunun sebebi, Genie’nin bilişsel gelişim gösterememiş olması olabilir. Kendisine küçük yaşlarda bir pediyatrist tarafından bilişsel gerilik teşhisi konulduğu bilinmektedir. Genie, çok sayıda deneye ve gözleme maruz kaldığı için, koruyucu ailesi bir süre sonra onun üzerinde gözlem yapılmasına izin vermemiştir. Bu bilgiler ışığında yaptığımız değerlendirme, bize erken dil girdisinin avantajını göstermektedir.
Hirsch tarafından yapılan nörolinguistik gözlem ise, bize dili farklı zamanlarda edinmiş ve akıcı iki dil kullanan insanların beyinlerindeki dil hareketlerinde erken yaşın bir nebze daha avantajlı olduğunu göstermektedir. Çift dilli büyüyen kişilerin beyinleri, iki dili de anadil gibi algılıyor. Tabii ki ergenlikten sonra da dili edinebilmiş ve akıcı konuşan altı kişinin varlığı bile, ikinci dilin ergenlik sonrası öğrenilebileceğinin kanıtı…
Steve Kaufmann’ın yabancı dil öğrenmedeki başarısı da bunu destekler nitelikte… Kaufmann okulda on sene Fransızca eğitimi görüp başarılı olamamıştır, daha sonra kendisi bol dinleme ve okuma yaparak dilleri edinebildiğini fark etmiştir. Hem de 17 yaşından sonra!
Bu durumda şunu söyleyebiliriz: Bu gözlemler ışığında, anadili edinirken erken dil girdisi çok büyük bir avantajdır, ikinci dilde de avantaj sağlar; ancak kritik dönemden sonra da akıcı şekilde konuşma seviyesine gelecek kadar dil öğrenmek de son derece mümkündür.
Kaç Kelime Yeterlidir?
Zihinleri çok meşgul eden sorulardan bir diğeri de “Kaç kelime öğrenirsek yeterli olur?” sorusudur. Şunu net olarak söyleyebiliriz ki dili algılamak için geniş çaplı kelime bilgisine sahip olmak bir ön koşuldur. Bhatia Laufer’a göre, “yabancı dilde okuma yapmak için en büyük engel, yetersiz kelime bilgisidir.” Eldridge ve arkadaşlarına göre yabancı dilde eğitim alan birisi için “1600-1700 sık kullanılan kelime ailesine hakim olmak”, ihtiyaçlarını karşılamaya yeterlidir. Örneğin: Yanmak, yanıcı, yangın, yanık vs. bir kelime ailesine karşılık gelmektedir. Her kelime ailesinde 4-5 kelime olduğunu varsayarsak, yabancı dilde bir eğitim alacaksanız sahip olmanız gereken kelime bilgisi 6000 civarındadır diyebiliriz. Daha günlük dil ihtiyacı için bu sayı biraz daha azalabilir.
Kelimeler Nasıl Öğrenilmeli?
Şunu eklemeden geçmeyelim kelimeleri öğrenmek için tek tek kelime ezberi yapmak çok mantıklı bir yöntem değildir. İnsan beyni, teker teker kelime dizerek akıcı cümleler kurma konusunda çok yetkin değildir! Bunun yerine, akıcı konuşma için “Toplu Ezberleme” (İng: “chunking”) yöntemini kullanmalısınız.
İngilizcede “chunk”, birden fazla kelimeden oluşan, yaygın kelime gruplarına ve cümlelerine verilen isimdir. Yani akıcı bir konuşmaya sahip olmak için örneğin “as far as I know” (Tür: “bildiğim kadarıyla”), “from my point of view” (Tür: “benim bakış açımdan”) gibi kalıpları tamamıyla ezberleyin ve ihtiyaç olduğunda kalıp olarak beyninizden çıkarıp kullanın.
Diğer bir örnek verelim: “I wanna go to Paris” (Tür: “Paris’e gitmek istiyorum”). Bu cümleyi bir bütün olarak zihninize kaydedin. “I wanna go to…” (Tür: “gitmek istiyorum”) kalıbı, sizin gitmek istediğiniz yeri söylerken kullanacağınız kalıptır. İhtiyaç anında bu kalıbı bir bütün olarak çıkartıp kullanın. Bu, sizin akıcı konuşma becerinizi geliştirecek en iyi tekniklerden birisi olarak, dil öğrenme dünyasında kabul görmüştür.
Yabancı Dil Öğrenmek İçin Kaç Saat Harcamalıyım?
Robert Lado, 1957 yılında, “Karşıtsal Çözümleme Hipotezi” adı altında “dil öğrenen kişinin ana dili ve hedef dil arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, kişinin dil öğrenme sürecindeki karşılaşabileceği zorlukların veya kolaylıkların sebebidir” demiştir. Lado, ana dildeki cümle yapılarını hedef dile taşıyarak, yabancı dilde hatalar yapabileceğini söylemiştir. Örneğin “I am waiting you.” (Tür: “seni bekliyorum”) cümlesi, anadili Türkçe olan birçok kişiye doğru görünüyor. Hatta İngilizce öğrenen birçok kişi cümleyi bu şekilde kullanmaktadır. Ancak İngilizcede bu cümle, “I am waiting for you” olmalıdır.
Lado’nun bu hipotezini doğrular nitelikte bir araştırma vardır. Görünen o ki, öğrenmek istediğiniz dil için harcamanız gereken saat sayısı, sizden ziyade, öğrenmek istediğiniz dil ve anadiliniz arasındaki benzerlik ile doğru orantılıdır.
Foreign Service Institute, ana dili İngilizce olan bir kişi için diğer dilleri öğrenmesi için gereken zamanı diller ve kültürler arasındaki benzerlikler ve farklılıkları ele alarak hesaplamıştır. Enstitü, dilleri 5 kategoriye ayırdı. Germenik dillerden olan Danca, Felemenkçe, Norveççe, İsveççe ve Afrikanca birinci kategoriyi oluşturdu ve bu dilleri öğrenmek için kişinin, yaklaşık 575 saat veya 23 haftaya ihtiyacı olduğu belirtildi. Fransızca, İtalyanca, Portekizce gibi diller, ikinci kategorideydi ve ana dili İngilizce olan bir kişi, bu dilleri yaklaşık 600 saat veya 24 haftada öğrenebilir.
Sizi fazla meraklandırmadan Türkçenin aralarında bulunduğu 4. kategori dilleri ve gereken saati açıklayalım. Bu diller: Hırvatça, Estonyaca, Macarca, Fince, Yunanca ve Türkçe gibi dillerdi. Bu dilleri öğrenmek için bir İngiliz’in harcaması gereken vakit 1100 saat veya 44 haftadır. Aynı orantıyı biz İngilizce için kullanacak olursak İngilizcede yaklaşık B1-B2 civarı bir seviyeye gelmek için 1100 saatlik bir dil girdisine ihtiyacınız vardır. Krashen gibi ünlü dil bilimcilere göre, Türkçe gramer dersleri bu saatlere dahil değildir Listenin tamamını bu linkten inceleyebilir, öğrenmek istediğiniz için kaç saat o dile maruz kalmanız gerektiğini görebilirsiniz.
OECD 2020 Verileri
Şimdi OECD 2020 verilerine bakarak, anadili farklı olan ülkelerin İngilizce Yeterlilik Endeksi sıralamalarına bakalım:
- 1. Hollanda
- 2. Danimarka
- 3. Finlandiya
- 4. İsveç
- 5. Norveç
- 6. Avusturya
- 69. Türkiye
- 86. Azerbaycan
1. kategori dilleri hatırlayacak olursak: Danca, Norveççe, Felemenkçe ve İsveççe. İlk beş sıranın dördünü bu ülkeler oluştururken, Türkçenin de olduğu 4. kategoriden sadece Finlandiya’nın ilk 5’te olduğunu görüyoruz. Finlandiya, eğitim sistemi veya kültürel benzerlikler yardımıyla açığı kapatmış olabilir. Avrupa’da son sırayı Türkiye ve Azerbaycan almışken, bu dillerin 4. Kategoriyi oluşturan diller olduğunu hatırlatalım.
Sonuç
İngilizce öğrenemediğinize inanıyorsanız kendinize şu soruyu sorun: “Ben İngilizceye 1100 saat maruz kaldım mı?” Eğer kaldıysanız, bunun içinde kaç saat Türkçe gramer anlatımı, kaç saat kelime ezberleme vs. gibi etkinlikler yaptınız? Bunları da çıkardığınızda 1100 saat dile maruz kalmadıysanız, bende yetenek yok gibi yakıştırmalar yapmamalısınız. Okuma, dinleme etkinliklerinin (anlaşılabilir olma şartıyla) içine dalın ve bir daha deneyin. Ne geç kaldınız, ne yeteneksizsiniz. Konuyla ilgili olarak bu kitabı da edinebilirsiniz.
- Berkay Daban, “Yabancı Dil Öğrenmenin “Kaç”ları: Kaç Yaşında? Kaç Kelime? Kaç Saat?”, https://evrimagaci.org/yabanci-dil-ogrenmenin-kaclari-kac-yasinda-kac-kelime-kac-saat-10713
- E. H. Lenneberg, et al. (1967). Biological Foundations Of Language. Yayınevi: John Wiley & Sons.
- S. Curtiss. (1974). The Linguistic Development Of Genie. Language, sf: 528-554. | Arşiv Bağlantısı
- K. H. S. Kim, et al. (1997). Distinct Cortical Areas Associated With Native And Second Languages [Abstract–Electronic Version]. Nature, sf: 171-174. doi: 10.1038/40623. | Arşiv Bağlantısı
- S. Kaufman, et al. Who Is Steve Kaufmann?. (10 Temmuz 2021). Alındığı Tarih: 10 Temmuz 2021. Alındığı Yer: The Linguist | Arşiv Bağlantısı
- S. Thornbury. (2013). Big Questions In Elt. Yayınevi: Round Publication.
- B. Laufer. (1997). The Lexical Plight In Second Language Reading: Words You Don’t Know, Words You Can’t Guess. Yayınevi: Cambridge University Press.
- J. Eldridge, et al. (2010). Towards A Lexical Framework For Clil. International CLIL Research Journal. | Arşiv Bağlantısı
- R. Lado. (1957). Linguistics Across Cultures. Yayınevi: The University of Michigan Press.
- State Department. Fsi’s Experience With Language Learning. (10 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 10 Temmuz 2021. Alındığı Yer: State Department | Arşiv Bağlantısı
- EF. The World’s Largest Ranking Of Countries And Regions By English Skills. (10 Temmuz 2021). Alındığı Yer: EF | Arşiv Bağlantısı